Kim bilir size ne kadar uzun gelen bir süreden beri bekliyorsunuz...Kiminiz beyaz atlı prensi, kiminiz tatili, kiminiz maaş zammını, kiminiz o evi bazılarınız o ayakkabıyı almayı... Bir kısmınız lafı gediğine oturtmayı, bir başka kısmınız ise suratına o lafı tokat gibi söyleyip sırtını dönüp gitmeyi...
Bazen omuzbaşınızdaki şeytan ve melek fısıldaşıp beyninizi kemiriyor, o intikam senaryolarına siz bile inanamıyorsunuz ve bir yandan da şefkatli bir anne eli gibi en çok kırıldığınızı sarıp sarmalıyorsunuz hayalinizde... Yalnız değilsiniz... Duygu salınımları bir o yana bir bu yana giden binlerce kişi ile birliktesiniz...
Hepsi üst üste yaşadığımız ve tek amacı aşağıdan ayaklarınıza dolanan o alışılmışı kesip atmak ve sizi ilerletmek olan bir zaman ve enerji. Bu dolunay ile birlikte diyor ki; sen kendinin şifacı olacaksın. Başkasından bekleme, ne biliyorsan hemen uygula.
Bu yazımızda yükselen koçlar, akrepler, yengeçler, yaylar yok... Bu yazımızda içinde en derinde kanayan yaraya bakmaya cesaret edenler var. Edemeyenler de yok. Bu yaraya bakmakla kalmayıp, gururunu, huzurunu bozarak yeni davranış modelleri geliştirmeye niyet edenler var.
Bol meditasyonlu, az konuşmalı, sıfır öfkeli, çok empatik bir dolunay diliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder